Cahiliyenin en Karanlık Demleri ve Mevlid-i Nebi...
- Editör
- 22 Ağu 2024
- 2 dakikada okunur
Bismillahirrahmanirrahim
Cahiliyenin En Karanlık Demleri
Hz İsanın semaya alınmasından sonra, İsrailoğulları’nın huyu hiç değişmemişti. Kendilerine indirilen vahyin işlerine gelmeyen kısımlarını değiştiriyor, işlerine geldiği gibi yeni ifadeler ekliyorlar… Değiştiremediklerini ise çarpıtıyorlar… Elleriyle yazdıkları şeyleri Allah katından gelmiş ayetler olarak takdim ediyorlardı.
فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْد۪يهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هٰذَا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ
…لِيَشْتَرُوا بِه۪ ثَمَنًا قَل۪يلًاۜ
Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için "Bu Allah katındandır." derler…[1]
Neyin doğru, neyin yanlış olduğu belli değildi. Dümdüz yolda sapıtmışlardı.
Arap yarımadasında ise ayrı bir cehalet hüküm sürmekte… Onlar da elleriyle yaptıkları taştan tahtadan putlara tapmaktalar… En ufak meselede birbirlerinin kanlarını dökmekteler… En ufak menfaaleri için en büyük zulümleri işlemekteler… Kadınları insan olarak görmemekte, hatta yeni doğmuş kız çocuklarını, öz evlatlarını diri diri kuma gömecek kadar canavarlaşmış bir haldeler…Akifin mısralarını tekrar hatırlayalım;
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi
İşte bu haller, adeta beşerin en karanlık dönemleri idi. Ancak, bu böyle devam edemezdi…Zaten az ileride şafak sökmek üzereydi…
Şafak sökmek üzere…
Evet işaretler belirmeye başlamıştı…
Fil hadisesinde Kabenin korunması ve Ebrehe ordusunun helak edilmesi, küfrün artık sonunun geldiğinin bir sembolü idi…
Kisranın sarayının burçlarının yıkılması, küfür sisteminin yıkılmasının remzi idi…
Mübarek Anne Aminenin rüyaları ile de şafak emareleri son halini almıştı;
“…Annem rüyasında Şam saraylarını aydınlatan bir ışığın kendi içinden çıktığını görmüş idi. Peygamberlerin anneleri böyle rüyalar görürler.”[2]
Ve... Mevlid-i Nebi
Ve bir gece… Evet o müthiş gece… Rebiülevvel’in 12nci gecesi… Mekke’nin evlerinden birisi… O’nun evi… Ev halkı müthiş bir sevinç içinde… Çünkü o doğmuştu, o… Asırlardır hasretle beklenen… Tüm kainatın yolunu gözlediği… Kainatın reisi… Nihayet doğmuştu İşte…
Akifin mısraları da coşmuştu bu olayı anlatırken;
On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lâkin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
Süleyman Çelebi de Mevlüd'ünde yaşar aynı heyecanı;
O gece ki doğdu, O hayr-ul beşer,
Annesi onda neler gördü neler
Evet, Allahın (CC) rahmeti bir kere daha tecelli etmiş ve insanlık için kıyamete kadar en son kurtarıcıyı göndermişti…
Bir ayeti kerimede Rabbimiz bunu şöyle ifade eder;
وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ
Kainat aydınlandı onun doğumu ile
Rahmete gark oldu cümle cihan
Kurtuluşun remzidir Mevlid-i Nebi
Âyân oldu insanlığa Küfür ve İman
[1] Bakara.2/79
[2] (Müsned, 4/127, 128, 5/262; Hâkim, el-Müstedrek, 2/656)
[3] Enbiya.21/107
Comments