Kur'andan İkaz-İnsanlara İyiliği Emrederken Kendinizi Unutuyor musunuz?Bakara.44
- Editör
- 30 Nis
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 May
A.Bakara.44.Mealler
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ
وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
1. “İnsanlara iyilik etmelerini emrediyorsunuz da kendinizi unutuyor musunuz? Ve kitabı okumaktasınız siz. Aklınız mı yok, düşünmez misiniz?”Abdulbaki Gölpınarlı Meali
2. “Siz insanlara iyiliği emrettiğiniz halde, kendinizi unutuyor musunuz? (Yoksa kendinizi sorumsuz mu sanıyorsunuz?) Halbuki siz, üstelik Kitabı (ve Kur’an’ı) da okuyor (Allah’ın emirlerini de biliyor)sunuz. (Buna rağmen) Hâlâ akıllanmayacak (ve yanlışınızı anlamayacak) mısınız?”[1]
3. “Siz kendinizi unutarak diğer insanlara iyilik yapmayı ve erdemli olmayı mı emredersiniz, hem de Allah'ın kitabını okuyup durduğunuz halde, siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?”.[2]
B.Nüzul Sebebi
Bu ayet Yahudi hahamları hakkında inmiştir. Bunlar cemaatlerini Allah'a itaat etmeye teşvik ediyor, ancak kendileri isyan ederek çeşitli günahlar işliyorlardı. [3] Yahudi hahamları namaz ve zekatı emrediyor, kendileri ise namaz kılmıyor ve zekat vermiyorlardı. [4]
Bir başka rivayette Yahudiler başkalarına Tevrat’a uymayı emrediyor, ancak kendileri Tevrat hükümlerine uymuyorlardı. Mesela Tevratın Hz.Muhammed'i (sav) tasdik etmesine muhalefet ediyorlar ve Hz.Muhammed'in (sav) risaletini kabul etmiyorlardı. [5]
Bu ayetin sözleri ve fiilleri birbirini tutmayan münafıklar hakkında indiği de rivayet edilir. [6]
B.Önceki Ayetlerle İlişkisi. Bakara.42-43
وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِع۪ينَ
“Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin. Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin”[7]
42nci ayet, Tevrat'ta vasıfları açıkça belirtildiği halde yahudilerin Hz.Muhammed (sav) hakkındaki gerçekleri örtüp gizlemesi ile ilgilidir. [8]Ayrıca, 43ncü ayet de yahudi hahamları ve münafıkların namaz ve zekatı başkalarına emredip kendilerinin ise uygulamadıkları ile ilgili olduğu rivayet edilir. Ayrıca, müslümanların kıldıkları namazı kılmaya teşvik için rükuyu emrettiği rivayet edilir. Zira yahudiler namazlarında rükuya varmıyorlardı [9]
42 ve 43ncü ayetler, özellikle yahudilerin şahsında, ancak esasında tüm insanlara mesaj vererek Hak kitaptaki hususları bilerek gizlemenin, işlerine geleni alıp da işlerine gelmeyen hususları es geçmenin ne kadar kötü bir iş olduğuna vurgu yapar. Bundan daha da kötüsü ise 44ncü ayette belirtildiği gibi uymadıkları bu hususları başkalarına emretmeleridir. Bu durum da kötü ahlakın ve münafıkça davranmanın zirvesidir.
C.Sonraki Ayetlerle İlişkisi. Bakara.45-46
وَاسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ وَاِنَّهَا لَكَب۪يرَةٌ اِلَّا عَلَى الْخَاشِع۪ينَۙ
اَلَّذ۪ينَ يَظُنُّونَ اَنَّهُمْ مُلَاقُوا رَبِّهِمْ وَاَنَّهُمْ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ۟
“Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir. Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.[10]
F.Razi bu ayetin İsrailoğulları hakkında olduğunu söyler. Ancak hüküm geneldir ve 45nci ayette, 44ncü ayette belirtilmiş olan yahudilerin kendileri namaz kılmadıkları halde başkalarına namaz kılmalarını emretmeleri şeklindeki haller, namaz kılmanın istenmesi ile nefyedilmiştir. Ayrıca, (Yahudilerde olduğu gibi) ilahi kitaplardaki hoşlanmadıkları ve nefislerine zor gelen hususlara da sabır gösterilmesi istenmiştir. Bunlar arasında Hz.Muhammed'in (sav) risaleti de vardır. Bunları gerçekleştirmek ancak ciddiyet ve Allah'a karşı huşu duymak ile olabilir. Huşu ise Rabbine kavuşacağını, Ona döneceğini ve (her yaptığının, konuştuğunun, davranışlarındaki tezatların, ikiyüzlülüğün, münafıklığın) hesabını vereceğini bilmekle ve inanmakla mümkündür. Huşu sahipleri bütün bunları bilirler. İşte bu hususlara dikkat etmek, 44ncü ayetteki söz ve davranış zıtlığını tedavi eden hususlardır.
D.Mesele.1.”İyiliği Emretmek”ten maksat nedir?
… اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ
"İnsanlara iyilik etmelerini emrediyorsunuz da…"
F.Razi, bu ayetteki "birr" iyilikten maksadın bütün hayırlı işleri kapsadığını belirtir. Yahudi hahamları, Allah'a itaat etmeyi emrediyor, kendileri ise günah işliyorlardı. Namaz kılmak, zekat vermek başta olmak üzere. Hz.Muhammed'i tasdik eden akrabalarına doğru yolda olduklarını söylüyor, kendileri ise onu takip etmiyorlardı. Çokça sadaka vermeyi emrediyorlar, kendileri ise cimri davranıp sadaka vermedikleri gibi faiz ile iştigal ediyorlardı. Kur’ana göre iyilik, Allah'tan sakınan kimsenin davranışlarıdır.
… وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ…
"… İyilik (birr, cahiliye âdetinde olduğu gibi), evlere arkalarından gelmeniz (gibi asılsız ve yararsız hurafeler) değildir, ama iyilik (küfür ve kötülükten) sakınan(ın halidir)..."Bakara.189
İyiliğe erişmek için öncelikle Allah'ın men ettiklerinden (faiz, hırsızlık, yalan, adaletsizlik, zulüm, haram yemek, küfür hali) kaçınmak önce gelir. Sonra da Allah'ın emirleri başta olmak üzere faziletli davranışlardır.
Bir hadiste iyilik hakkında;
İyilik güzel ahlâktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.M6517 Müslim, Birr, 15
E.Mesele.2. Kendisini Unutmak Nedir?
… وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ…
"… kendinizi unutuyor musunuz?..."
F.Razi, Bu unutmanın ilim hasıl olduktan sonraki yanılma olduğunu söyler. Bu ifadeden anlaşılan, yahudilerin başkalarına iyilik yapmalarını söylerken iyiliği hakikaten bilip kendi nefislerini bir şekilde bundan muaf tutmalarıdır.
Yahudi hahamları cemaatlerinden namaz kılmalarını ve zekat vermelerini isterken kendileri ne namaz, ne zekat veriyorlardı
Bu davranışları çoğaltabiliriz
Kendisi yalan söylediği halde başkalarından doğru konuşmalarını istemek
Kendisi hırsızlık yaptığı halde başkalarından dürüst olmalarını istemek
Kendisi gıybet, iftira ettiği halde başkalarından dedikodu, gıybet yapmamalarını ve bunu yaymamalarını istemek
Kendisi zulüm ve adaletsizlik yaptığı halde başkalarından merhametli olmalarını istemek ve adaletli olmalarını beklemek
Kendisi haram olan alkollü içki içerken haram ve helalden söz etmek
Kendisi farz olan (namaz gibi) ibadetleri yapmazken ve böylece Allah'ın hukukuna uymazken adaletten söz etmek
Kendisi Allah'ın ayetlerine aykırı öğretileri benimserken karşısındakilere doğru yolda olmayı tavsiye etmek
...
… وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ…
"… Ve kitabı okumaktasınız siz…"
Bu davranışları, kitaplarını okudukları ve bilgi edindikleri halde, yani bile bile yapıyorlardı. Kitaplarında bütün bu hususlar mevcuttu. Halbuki kendisi yapmadığı halde bunu başkalarından istemek çok kötü bir davranıştı ve Kur’an bunu kınamaktaydı.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ
"Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?"Saff.2
F.Mesele.3. Akıllı Davranmak
اَفَلَا تَعْقِلُونَ …
"…Aklınız mı yok, düşünmez misiniz?"
Gerçek akıl, zekadan farklı bir şeydir. İslamın kasdettiği akıl, kişiyi sonuçta Allah'ın azabından kurtaracak ve ebedi saadete götürecek olan akıldır. Zira dünya ebedî değildir. Eninde sonunda herkes yaptıklarının karşılığını görecektir. Bir hadiste bu husus şöyle belirtilir;
“Akıllı kişi, nefsine hakim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Aciz kişi de nefsini duygularına tabi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup durandır (bunu yeterli görendir).” (Tirmizî, Kıyamet 25; bk. İbni Mace, Zühd 31)
Akıllı olmanın bir boyutu da baki(ebedi) olanı fani olana tercih etmektir.
G.Mesele.4.Söz ve Davranışlarda Zıtlık
İnsanların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki zıtlık, münafıklık davranışlarından birisidir. Medine'deki münafıklar da inanmadıkları halde müslümanmış gibi gözükürlerdi. İşte kendilerinin uygulamaması, esasında ahiretle ilgili yakînlerinin (tam anlamıyla benimseme) yeterince oluşmamış olduğunu göstermektedir.
Kul hakkına giren kişi ahirette hesaba inanıyorsa nasıl bunu yapabiliyor?
Zulüm eden kişi Allahın mazlumların hakkını kendisinden alacağını bilirse nasıl zulüm uygulayabiliyor?
Ahirete inanmak, ancak inandığı doğrultuda amel etmekle kanıtlanır. Söz ve davranışların birbirini tutmaması ve başkasına söylediklerini kendisinin uygulamaması ise kişinin kendi nefsinden (iman noktasında) korkması gereken hallerdir.
H.Dersler
Kendisi uygulamadığı halde insanlardan iyi davranışlar yapmalarını istemek ayetlerde kınanmıştır
Akıllı kişi, ahirete göre davranır ve ahirete yarayacak işleri en önce kendisi uygular
Ahirete hakikaten iman etmiş olmak, ancak bu doğrultuda hareket etmek ile kanıtlanabilir
Allah (cc) tüm insanlara ve ümmet-i Muhammed'e (sav) söylediklerini yapmayı, yapmadıklarını söylememeyi, ikiyüzlülükten, Medine dönemindeki yahudilerin ve münafıkların davranışlarından kaçınmayı nasip eylesin...
Selâmetle...
[1] Abdulbaki Gölpınarlı Meali
[2] Abdullah Parlıyan Meali
[3] Sa'lebî; Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 1/13; el-Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzul
[4] Fahreddin er-Razi, MefatihuT-Gayb.
[5] Fahreddin er-Razi, MefatihuT-Gayb.
[6] Fahreddin er-Razi, MefatihuT-Gayb.
[7] Bakara.42-43
[8] Ebu Abdullah Muhammed ibn Ahmed el-Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'ân, 1/233.
[9] Fahreddin er-Razi, MefatihuT-Gayb.
[10] Bakara.45-46.
Comments