top of page

Tevhidde "Ehadiyet" Kavramı

  • Editör
  • 14 Mar
  • 3 dakikada okunur

Bismillahirrahmanirrahim

Tevhid kavramı ile ilgili konulardan birisi de Ehadiyet konusudur.

قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ

De ki; O Allah bir tektir.İhlas.1

“Ehadiyet” kavramı, Allah’ın(cc) Zatı ile ilgilidir. Yani Allah Teâlâ zatı itibari ile Ehaddır (Tektir). Bu kavramla birlikte ele alınan “Vahidiyet” kavramı ise Allah Teâlâ’nın sıfatları itibari ile Tek olmasını ifade eder. Yani Allah Teâlâ zatı itibari ile Ehaddır, sıfatları itibari ile ise Vahiddir.

   Ehadiyet kavramı "Vücud" kavramının bir şerhi olarak ele alındığında, Kainatta Allah Teâlâ nın varlığı ile ilgili deliller gündeme gelir. Ehadiyet, kainatta varlığı zorunlu (vacibül vücud)  olan  Allah Teâlân'ın "Tek" olmasını ifade eder. Ayrıca, Allah Teâlân'ın her şeyde zuhur eden birlik tecellisi olarak da ele alınabilir. Ancak bu Tek olmayı nasıl anlamalıyız. Bu konuda İhlas suresini takip edelim;

اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ

“Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)”İhlas.2

   İhlas suresinin 2nci ayeti bu konuya ışık tutar ve Ehadiyetin bir rüknünü “Samed” olmak, yani her şeyin Allah Teâlâ’ya muhtaç olması, Allah Teâlâ'nın ise hiçbir şeye muhtaç olmaması olarak açıklar. Bu muhtaç olmayı, her şeyin var olması için Allah Teâlâ'nın yaratması, düzene koyması, Kayyumiyeti ile ayakta tutması, diğer unsurlarla uyumu sağlaması, varlığını devam ettirmek istemesine muhtaç olmak  gibi düşünebiliriz. Yani Alah’ın varlığı "mutlak", diğer varlıkların varlığı ise "izafî" dir. Tek mutlak varlık Allah'tır. İşte bu durum, var olduğunu zaten kabul ettiğimiz Zatın, varlıkların varlıklarını devam ettirebilmeleri için aynı zamanda tek olmasına ve bütün bu işlerin tek merkezden yürütülmesinin tecellisine muhtaç olmaları manasına gelir. Bu durumda, kainatta Allah’ın varlığı "mutlak", diğer varlıkların varlığı ise Allah'a muhtaç, göreceli ve bağımlı yani "izafîdir".   

   Ehadiyet kavramı ile bağlantılı ekoller de gelişmiştir. Ehadiyet yani Tekliği, Vacibül vücud olan Allah Teâlâ'nın  varlıktaki zuhur tecellilerinin açıklamaları bağlamında ele alırsak;

  Vahdet-i vücud kavramında, Teklik kavramı aşırı boyutta ele alınarak varlıkta Allah Teâlâ dışında bir varlığın söz konusu olamayacağı felsefesi geliştirilmiştir. Muhyiddin-i Arabî ekolü buna en tipik örnektir. Ancak, Kur'an ayetlerine göre Yaratanın ayrı, yaratılanların (özellikle kullar) ise ayrı şekilde düşünülmesi gerekmektedir.

   Vahdet-i Şuhud kavramı ise "görülenlerde birlik" manasına gelir. Bu görüşte Allah ile varlıklar başlangıçta iki ayrı kavramdır. İşte bu varlıkların fenası(şuurda kaybolması) durumunda Allah Teala önce fiilleriyle, daha sonra da sıfatları ve sonra da zatıyla (şuurda) tecelli eder. Tam fenada ise sâlik (Hak yolcusu) Allah’tan başka varlık göremez. Burada sâlikin masiva (Allah'tan başka varlıklar) hakkındaki bilinci yok olmuştur. Gerçekte vahdet, şuurda söz konusudur. Ehadiyet, şuurda tecelli etmiştir. Ancak bu durum manevî mertebe ve makam işidir.

   İhlas suresinin 3ncü ayeti, Ehadiyetin bir başka rüknünü belirtir.

لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ

Doğurmadı ve doğurulmadı.İhlas.3

   Doğurulmak, başka bir bütünün (mutlak varlığın) parçası olmak manasına ele elındığında mutlak teklik ile bağdaşmaz. Doğurmak da öyledir. Kendisinden parça ayrılarak başka mutlak varlıkların ortaya çıkması manasına gelir. Halbuki, Ehadiyet kavramında Kainatta tek mutlak varlık Allah’tır ve diğer varlıklar ise izafîdir. Varlıkları Allah'a bağlı ve O’na muhtaçtır. Mutlak varlıktan başka mutlak varlığın doğmamış olması ehadiyet kavramının bir diğer yönüdür.

İhlas suresinin 4ncü ayeti, Ehadiyetin bir başka rüknünü belirtir.

وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ

Hiçbir şey O'na denk değildir.İhlas.4

Allah Teâlâ, zatı yönüyle Ehad olduğu için O’na denk başka bir varlığın olmasını bu ayet reddetmektedir.

   F.Razi, "Ehad" lafzının Allah’ın Selbî (Vücudî) sıfatlarının hepsine delalet ettiğini belirtir. Bunlar vücud (var olmak), kıdem(başlangıcının olmaması), beka(sonsuz olması), muhalefetün lil havadis (yaratılanlara benzememek), kıyam bi nefsihî (varlığının kendinden olması, başka bir şeye bağlı ve muhtaç olmaması) ve vahdaniyettir (Allah Teâlânın zat, sıfat ve Rububiyetinde tek ve benzersiz oluşu) dur. İhlas suresinin 1nci ayeti vücud, 2nci ayeti kıdem, beka ve kıyam bi nefsihi, 3ncü ayeti vahdaniyet, 4ncü ayeti muhalefetün lil havadise işaret eder.

 Allah (cc) tüm insanlara mârifet ve şuur ihsan etsin.

Selametle


Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page